Bu Blogda Ara

Pazar, Ocak 28, 2007

ÇİFTE ÖZGÜRLEŞTİRME - Birgün yazı 95 / 29 Ocak 2006

ÇİFTE ÖZGÜRLEŞTİRME

Birgün yazı 95

29 Ocak 2006

Süreyyya Evren

Üzerinde durulması gereken bir nokta. Geri dönülüp altı çizilmeli. Hrant Dink tam da Ermeni kimliğini hınçtan, negasyondan/olumsuzlamadan, reaksiyondan koparıp afirmasyona/olumlamaya çekmeye çalıştığı yazılarından suçlu bulunmuştu. Ermeni kimliğini alabildiğine sabitleyen Türk travmasını atıp yola öyle devam edelim, dedi diye. Sanki bu, Türk milliyetçiliğinde bir panik yarattı. Ya Ermeni milliyetçiliği buhar olup uçarsa, ya Ermeni kimliği Türk düşmanlığını, Türk nefretini içinden atıp veya minimize edip kendi kendini olumlamayı öne çıkarırsa!

Dink’e bu peşpeşe ikinci kez öfke kusmalarıydı. Bir öncekinde de merkezi modern Türk kimliğinin oluşum tarihine Ermeni kimliğini/tarihini katmak istiyor diye (Sabiha Gökçen konusu) çıldırdılar. Dink, çatışan iki milliyetçilikle aynı anda mücadele eden birinin yapabileceği en radikal işi yapıyordu; baskın olanın herşeyi sıfırdan veya kendinden başlatan muzafferlik anlatısını ‘lekeliyor’, hınçlı olanın da intikam anlatısını intikam nesnesinden mahrum bırakmaya çalışıyordu. Çatışan, karşı karşıya gelmiş iki milliyetçiliğin arasında yürütülen, her iki tarafı da özgürleştirmeye yönelik yolaçıcı bir girişim...

Türk milliyetçiliği bunu çok yaygın bir şekilde tahammül edilmez buldu ve hâlâ da buluyor. Şimdiden Dink’e ve savunduklarına (ve onu savunanlara) karşı reaktif çıkmalar başladı, artadabilir bunlar...

Dink suikastı hınç doğurmaya çalışan yanıyla Ermeni kimliğindeki Türk travmasının varlığını garanti altına almaya çalışıyor gibiydi. Ve böylece Türk kimliğinin kendi reaksiyonlarını ve sabitliklerini de muhafaza edecekti.

Dink cenazesindeki sayısız insan, ve başka türlü yolla direniş gösteren herkes, dolayısıyla, bu açıdan da anlamlıydı. Tüm bu direniş, hem her yerdeki Ermeni kimliğini Türk travmasından özgürleştirme yolunda Dink’e ve herkese bir destek denemesiydi, hâlâ da öyle, hem de yoğunluğuyla, kabarmasıyla, ‘hepimiz Ermeniyiz’le özetlenen yerdeğiştirmesiyle Türk kimliğini kendi tabularından ve ağırlıklarından özgürleştirme yolunda bir çabaydı, hâlâ da öyle.

Ve bu durumda, son günlerde şiirlerinin internette yayımının yasaklanmasıyla gündeme gelen Nazım Hikmet’i analım ve meşhur “Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâla” dizesini uyarlayarak söyleyelim: Nazım Hikmet’ler Ermeniliğe devam ediyor hâlâ...