Bu Blogda Ara

Pazar, Ağustos 20, 2006

PİS VÜCUDUN TEMİZ PENİSİ / Birgün yazı 74 - 14 Ağustos 2006

Birgün yazı 74 - 14 Ağustos 2006

PİS VÜCUDUN TEMİZ PENİSİ

Süreyyya Evren

Lübnanlı yazar Venus Khoury-Gata ile ne zaman karşılaştıysam etkilendim. İlk romanım Postmodern Bir Kız Sevdim’e de Khoury-Gata’nın bir şiiri sızmıştı.

Venüs Khoury-Ghata’nın Türkçe’de üç kitabı var. Gözyaşlarının Kıyısındaki Ev (çev. Ayşe Ece, Sel Yayıncılık, 1999), Tenes Burnu Nişanlıları (çev. Faik Baysal, Telos, 1996) ve Gölgeler ve Çığlıklar (çev. Metin Cengiz, Yön, 1996).

Khoury-Ghata, iktidara, hele ki erkek içindeki erk’e dair, güçlü sahneler yaratır.

Gözyaşlarının Kıyısındaki Ev adlı romanını özellikle anmak gerek. Bu kitap Lübnan’dan gündelik hayat portreleri veriyor. Aynı zamanda bir şair de olan yazarın kaleminden bir aile ve bir mahallenin hikayesi çerçevesinde çeşitli imgelerle anlatılmış çatışma ve karşılaşma durumlarını görüyoruz. Mahalle metaforu burada tam bir birlikte yaşamın karşılığı durumunda, farklılıkları, biraraya gelmeleri ve ayrışmaları gösteriyor.

Yazının başlığını “PİS VÜCUDUN TEMİZ PENİSİ” koymamın nedeni şu: romanda salt güce indirgenmiş bir cinsellik sembolizminin teşhiri var ki aynı zamanda bana günümüzde Ortadoğu üzerinden tüm dünyaya dayatılan ‘ahlaksızlık kuramının’ önceliklerini de hatırlatıyor.

“Gözyaşlarının Kıyısındaki Ev” romanındaki mahallenin muhafazakâr müslüman hanımı Latife Hanım’ın kocası Abou Hamidou bize de tanıdık gelebilecek bir kahraman. Abou Hamidou hayatta tek bir şeyle ilgileniyor: penisiyle. Penisi onun herşeyi. Zamanını penisi ile uğraşarak geçiriyor. Onu yıkıyor, pudralıyor, sık sık havalandırıyor, ama vücudunun başka yerleri ile hiç ilgilenmiyor, Abou Hamidou pislikten iğrenç kokuyor...

Abou Hamidou kompleksi yataylıkları erektil bir perspektife mahkum ediyor. Sürekli pudralayıp havalandırdıkları büyüklüklerini gururla düşünerek kendi kendini paralize etmeye alışmış zihniyetler ortaya çıkıyor. Sonra bakıyorsunuz herşeyi bilen medya adamlarının önde gidenlerinden biri “ben futbolda da savaşta da penis gibi penisler, kodu mu oturtacak penisler isterim, gerisinin hali beni ilgilendirmez” diyebilecek toplumsal aralığı yakalıyor. Pis vucudun temiz penisi, sağlıksız vucudun sağlıklı penisi, gene tabii hep, özlenen hiyerarşinin de bir gereği olarak, emri daha büyük, daha havalı ve daha bakımlı penislerden alıyor, İsrail’in attığı bombalar buralara doğru da bir rüzgar estiriyor, o rüzgar mahallemizin bütün penis bakımı düşkünlerini cesaretlendiren, kıpırdatan bir “yaşasın fonksiyonumuz” etkisi doğuruyor. Oradaki vücudun gölgeye atılan, susuz kalan, pisliğe mahkum edilen ve yardım ulaştırılmayan bölgeleri bizim mahallemizin Abou Hamidou’larını da heyecanlandırıyor, “biz de vücudumuzun geri kalanını pisliğe batırabiliriz, haydi”, mesajı veriyor. Bu durumda, temiz penisin hem kendisi hem fikri, iğrenç kokuyor diyenlere, diyecek olanlara, tehditler savurmanın da ortamı doğmuş kabul ediliyor...

Hiç yorum yok: